Her yerde inşaat, rant, alım- satım, para, borsa, döviz…benzeri konular konuşuluyor.
Ülkede yaşanan ekonomik sorunların altında inleyen zavallı insanlar dahi, nereden kaç kat alınır, neredeki tarla nasıl imara açılır, oradan kaç daire alınır, o neye satılır…muhasebesini yapıyor.
Komşumuz iki ülkenin neredeyse 2/3’si savaşlarda yıkılmış, harap olmuş, binlerce insan ölmüş, denizler göçmen mezarlığına dönüşmüş ve göçmen dahi kabul edilmeden ülke dışında yaşamak durumunda kalmış milyonlarca insanı, sadece harcanan para ile değerlendiriyoruz. Ne eğitimleri, ne barınmane beslenme ne de yaşadıkları travmalar ve bundan sonra toplumun bu durumdan nasıl etkileneceği pek konuşulmuyor. “Onlar bizim ülkemizde beyler, paşalar gibi yaşıyor ;biz sürünüyoruz!...”diyerek gerçek düşmanı görmeyip kendisinden daha mağdur komşuyu hasım belleten zavallı halimizi bile para üzerinden değerlendiriyoruz.
Eğitim ve sağlık başta olmak üzere kurumlar dökülüyor, çevremiz talan ediliyor; kadınlara yönelik şiddet artarak devam ediyor, uyuşturucu kullanımı tavan yapmış, hapishaneler ve mahkemeler tıka basa dolu, herkes icralık…Biz aylardır Kanal İstanbul’u konuşuyoıruz, sanki oradaki arsaları biz kapatmışız gibi!..
Bütün bu para pul histerisi içinde insanı diğer canlılardan ayıran değerlerimizi unutmuşuz: Hak, adalet, ahlak, sevgi, saygı, dayanışma, bilim,kültür, sanat, spor…gibi kavramlara o denli yabancılaştık ki, bir belediye başkanı ,büyük başarı kazanmış kadın voleybol milli takımı hakkında edepsizce konuşabiliyor, bir bakan tiyatro seyreden insanları kınayabiliyor, diyanet işleri başkanı faizi helal gösteren fetvalar veriyor…
Samsun’da da Çiftlik Caddesi, yeniden yıkılıp trafiğe açılıyor, parası bizden çıkıyor. Atatürk Kültür Merkezi’nin de yıkılması planlanıyor. Neymiş, fuar alanı yapılacakmış. Fuar alanı yapılacaksa kentin dışında alan mı yok, fuar bahane, dert başka !
Ülkemizde son yıllarda toplumun büyük kesiminde yukarıdan aşağıya herkesin gözü tek şeygörüyor :Rant, yani emeksiz, üretimsiz kazanılacak para…Bu yüzden her şey çürüyor!
Ne sanat, ne estetik, ne ahlak umurlarında değil!Yazık!
T.Uyar’ın dediği gibi
“Keşke bir şiir okumuş,
bir kedi sevmiş olsaydınız.
Belki bu kadar kirletmezdiniz birbirinizi.“
Ve bizim dünyamızı…